Buharkent'in bulunduğu alan Menderes Vadisinin en dar kısmında yer alır. Ayrıca Feslek Çayı'ndan Kızıldere'ye kadar en az beş yerde sel tehlikesinin varlığı ve Menderes Nehrinin çevresinin bataklık durumda bulunması, Buharkent ve yakın çevresinde tarih öncesi hatta Türklerin yerleşmeye başladığı 1211 yılına kadar bir yerleşim yeri olmasını engellemiştir.
Buharkent'in doğusunda 20 km. Mesafede bulunan Tripolis antik kentinden bir önemli yol geçmektedir. Alaşehir, Sardes, Smyrna (İzmir) yoludur ki, ticari ve askeri yönden büyük önemi vardır. Buharkent'in 15 km. batısında bulunan Antiokhea kentinden geçen diğer bir yol Afrodisias antik kentini Nysa (Sultanhisar), Tralles (Aydın), Magnesia, Efes ve Milet antik kentlerine bağlamaktadır. Yine Alaşehir'den bir yol Kestel boğazını aşarak Mastaura'ya (Mastavra) ve Nysa'ya uzanmaktadır.
Buharkent'in üzerinde kurulduğu topraklar sırasıyla M.Ö.2000'den M.Ö.1200'lere kadar Hitit devleti, daha sonra M.Ö. VII'e kadar Frigler'in egemenliği, M.Ö.687-546 arası Lidyalılar'ın ve onların egemenliğindeki İyonlar M.Ö. 334'e kadar Pers egemenliği, M.Ö. 133'e kadar İskender, Selevkoslar ve Bergama Krallığı egemenlikleri, M.S. 395'e kadar Roma İmparatorluğu egemenliği altında kalmıştır. M.S 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca Menderes Vadisi Bizans İmparatorluğu egemenlik alanında kalmıştır. Bizans İmparatorluğu özellikle VII. yüzyıldan itibaren Müslümanların akınlarıyla karşılaştı. Bunun sonucu XI. yüzyıl sonlarına doğru Bizans şehirleri dışında kalan kırsal bölgelerde güvenlik bozuldu, Anadolu harap oldu. Mezarı bugün Tekke Köyü'nde olan Sultan Sarıbaba adıyla bilinen Horasan gazisinin Anadolu Selçuklu Devleti'nin kuruluş yıllarında Bizans ile savaştığı bilinmektedir. Ancak 1. haçlı seferi ile 1097 yılından itibaren Buharkent yöresi de dahil olmak üzere Denizli'ye kadar bütün kıyı bölgeleri tekrar Bizans İmparatorluğunun eline geçmiştir.
1211 yılında gelindiğinde Anadolu Selçuklu Sultanı I. Gıyasettin Keyhüsrev sıkışık durumda olan İznik İmparatoru Teodor Laskaris'e karşı Buharkent'in batısında Başaran kasabası yakınlarındaki Antiokhea önlerinde yaptığı savaşı kazandı, ancak kendisi şehit düştü. Yapılan antlaşma ile Antiokhea kenti doğusu Türklere bırakıldı. İşte Menderes Vadisi'ne Türkler'in yerleşmesi böylece başlar.
1243 Kösedağ Savaşı'nda Moğollar karşısında büyük bir mağlubiyet alan Anadolu Selçuklu Devleti, İlhanlı Devleti idaresine girince Moğolların önünden kaçan Türk boyları hızla 1211 yılındaki sınırları aşarak Menderes Vadisine akmaya başladılar. Buharkent halkını meydana Üçoklar'ın Bozdoğan aşiretinin Karahancılar oymağına mensup olan Türkmen Buharkent halkı, kış mevsimini Ortakçı Köyü'nde geçirirken, yaz mevsimini de Turnalı ve Sarıcaova yaylalarına göç ederlerdi.
1325 yılında Aydınoğlu Mehmet Bey'in oğlu Umur Bey, beyliği için çok önemli bir ticaret şehri olan Denizli'yi Büyük Menderes Vadisi üzerinden İzmir'e bağlamak için Buharkent ilçe sınırları içinde Menderes Nehri üzerinde 1950'li yıllara kadar kullanılan bir köprü yaptırdı. Böylelikle Menderes vadisinde olduğu gibi Buharkent çevresinde de nüfus yoğunluğu artmaya başladı. Buharkent'in ilk kurulduğu yer olan Ortakçı; adını ilk defa Müneccimbaşı'ya ait Cami-üd-düvel adlı kitapta Aydınoğlu Beyliği yerleşim yerleri arasında görülüyor. 1390 yılında ilk defa Yıldırım Bayazıt tarafından ortadan kaldırılan Aydınoğlu Beyliği, Ankara Savaşından sonra yeniden kurulduysa da 2. Murat tarafından 1426 yılında kesin olarak ortadan kaldırılınca Buharkent ve çevresi artık bir Osmanlı toprağı oldu. Aydın sancak haline gelmiş 17.yüzyıla kadar Tire, sonra Aydın şehri sancak merkezi olmuş, Buharkent Nazilli kasabasına bağlı olmuştur.1850'de vilayet merkezi İzmir'e alınmış, Aydın yine vilayet olmuş ve Buharkent'in , Nazilli'ye bağlılığı devam etmiştir. 1902 yılında Ortakçı'da meydana gelen büyük bir depremden sonra İzmir Valisi Kamil Paşa'nın direktifleriyle planlı olarak Burhaniye (Buharkent) Kasabası kurdurulmuştur. Burhaniye'nin adı o sırada padişah olan 2. Abdülhamit'in 12. oğlu olan Burhanettin'e ithafen Burhaniye olmuştur. 1908 yılında 2.meşrutiyetin ilanından sonra Burhaniye Belediyesi kuruldu. 1. Dünya Savaşı sonucunda imzalanan Mondros Mütarekesiyle Batı Anadolu'nun Yunanlılara verilmesi sonucu 22 Ağustos 1919'da Burhaniye işgal edildi. Yaklaşık 3 yıl süren acılarla dolu işgalin ardından 3 Eylül 1922 saat 08.00 de Çolak İbrahim Bey komutasındaki akıncı müfrezesi, efeler ve yerli halkla birlikte düşmana hücum ederek Burhaniye'yi bir daha eski kötü günlerine dönmemek üzere düşman işgalinden kurtardı. Her yıl 3 Eylül günü ilçede görkemli kurtuluş günü törenleri düzenlenmektedir.
Nüfusun Kurtuluş Savaşı sırasında azalması nedeniyle 1924 yılında belediye teşkilatı kaldırılarak köye dönüştürüldü. Burhaniye 1942 yılına kadar Nazilli ilçesine bağlı bir köy iken bu tarihten itibaren Sarayköy ilçesine bağlandı. 1953 yılında Kuyucak'ın ilçe olmasıyla Sarayköy'den ayrılarak Kuyacak'a yani Aydın'a bağlandı. 1955 yılında bucak olduğu zaman ismi Çubukdağ olarak değiştirildi. 1987 yılında ilçe olmasıyla birlikte ismi BUHARKENT oldu.